MİFTÂHÜ’S-SAÂDE
Muhammed İhsan Oğuz Beyefendi bu eserin orijinal nüshasını kendi el yazılarıyla kadim Osmanlı Türkçesi kullanarak Arap harfleriyle yazmışlardır. Araştırmacıların istifadesi için görüntüleri bu kitapta sunulmuş, Arap harflerinden Latin harflerine çevrilmiş ve orijinal telaffuzu aynen muhafaza edilerek yazılmış şekli de karşı sayfasına basılmıştır. Böylelikle eser üzerinde çalışma yapmak isteyenlerin ihtiyaçları giderilmiştir.
Bu kitapta Muhammed İhsan Oğuz Beyefendi: Genel olarak dinin ne olduğunu, İslâm Dini’nin yüce niteliğini, Hristiyan ve Yahudilerin inançlarını, İslâm inancı, amel ve ahlâkı hakkındaki hükümleri, her mükellef için iman edilmesi, inanılması farz olan altı asla ilişkin hükümleri, bilgiye ulaşma yollarını, İslâmî gruplar ve mezhepleri, mezhep imamlarının kısa özgeçmişlerini, bid̒at ve dalalet ehli hakkında izahları, dînî hükümlerin kaynakları olan Allah’ın kitabı, Allah Resûlü’nün sünneti, Kâmil ümmetin icmâı ve Müctehidlerin kıyâsı gibi mevzuları, Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe, kaza ve kadere iman gibi mühim hususları, Ashab-ı kiram hususunu vb. pek çok mühim meseleyi tatmin edici, Kur᾽an ve Sünnet kaynaklı, sağlam bilgilerle bizlere sunmaktadır. Muhammed İhsan Oğuz, İslâm’ın temeli olan 6 iman esasını ve onun dayandığı tevhîd inancını anlattığı bu esere ayrı bir önem vermiş, dost ve yakınlarının eserlerin neşrine yönelik istekleri üzerine ilk olarak bu eserinin neşrini uygun görmüştür. Eserin diğer ilâhî dinlerin akidelerini değerlendirmesinin yanı sıra dikkat çeken yönü sahabe arasında meydana gelen ve Müslümanları asırlarca meşgul eden Cemel ve Sıffîn savaşlarına da değinmesi, gelebilecek tepkilere rağmen bu mesele ile ilgili gerçekleri dile getirmesi ve Muâviye’yi eleştirmesidir. Miftâḥu’s-Saâde’de bu meseleyi derinliğine araştırıp incelemiş, seçilmiş meşrû halifeye isyan ederek binlerce insanın ölümüne yol açmanın ve hutbelerde Hz. Ali’ye lânet okutturmanın ictihâd ile bir ilgisi olmadığını düşünerek Muâviye’nin Hz. Ali’ye isyanının bir içtihat hatası değil, saltanat ihtirası olduğuna kanaat getirmiştir. Allah dostu olarak kabul ettiği ve eserlerini kendine kaynak olarak kabul ettiği İmam Rabbânî’nin (1034/1624) Muâviye’nin yaptıklarını içtihat hatası olarak değerlendirmesini ise hata olarak değerlendirmiştir. Muâviye’nin, dört halife dönemindeki şûraya dayalı yönetim tarzını saltanata çevirmesini şiddetle eleştirmiş ve bu eserinde İslâm’ın belli bir yönetim/rejim şekli emretmediğini belirterek, kitap ve sünnete uymaya çalışan dört halifenin yönetim şeklinden hareketle demokratik bir hükûmet yönetiminin İslâm’a uygun olduğunu söylemiştir.3
Bu bakımdan Saadet Anahtarı Müslümanlara, İslâm’ın gerçeklerini ve iyiliklerini en doğru biçimde gösteren, iman şuuru ile birlikte gönül huzuru veren, her Müslüman’ın okuduğunda kendisini daha bilgili ve daha mutmain addedeceği çok kıymetli bir eserdir.
3 Mustafa Aykaç, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Bir Âlim Portresi: Muhammed İhsan Oğuz’un Hayatı, Eserleri ve Literatüre Etkisi, Kastamonu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: 4, Sayı 1’den alınmıştır.