Ara

İSLÂM TASAVVUFUNDA VAHDET-i VÜCÛD

Muhammed İhsan Oğuz Beyefendi bu eserin orijinal nüshasını kendi el yazılarıyla Eski Türkçe’yi kullanarak Arap harfleriyle yazmışlardır. Araştırmacıların istifadesi için sağ sayfalarda, müellif hattının özgün nüshasının görüntüleri verilmiş; eserin eski harflerden Latin harflerine çevrilmiş olan ve telaffuzu aynen muhafaza edilen metni ise günümüz imlâ kurallarına uygun olarak karşı sayfalarda yer almıştır.
Stok Kodu: K022
₺500,00
i h

Muhammed İhsan Oğuz Beyefendi bu eserin orijinal nüshasını kendi el yazılarıyla Eski Türkçe’yi kullanarak Arap harfleriyle yazmışlardır. Araştırmacıların istifadesi için sağ sayfalarda, müellif hattının özgün nüshasının görüntüleri verilmiş; eserin eski harflerden Latin harflerine çevrilmiş olan ve telaffuzu aynen muhafaza edilen metni ise günümüz imlâ kurallarına uygun olarak karşı sayfalarda yer almıştır.

Tasavvuf sahasında telif edilen bu çok kıymetli eser, hakîkî İslâm mutasavvıflarının mânevî seyir ile ilerlemesi esnâsında görülmeye başlayan enfüsî Vahdet-i Vücûd hâl ve müşâhedeleri ile kendilerinde bu hâller ve müşâhedelerden bir eser bulunmayan pek çok ve çeşitli iddiâcı, mutaassıp, câhil, ahmak mukallitlerin hâl ve vaziyetlerinden bahsetmiş; bu hususların asıl ve esasını ilmî, amelî, hayata tatbik edilen tasavvuf nokta-i nazarlarından tafsil ve izah eylemiştir. 

1337/1919 yılında kaleme alınan bu eser, vahdet-i vücûd meselesini her yönüyle ortaya koymakta, ehilleriyle taklitçileri arasındaki farkı belirtmekte, tasavvuf yolunun amacına ve bu yolda yaşananlara ilişkin önemli bilgiler vermektedir. Eser, bir mukaddime ile üç fasıl ve bir hâtimeden oluşmaktadır. Mukaddime adı verilen iki hususa ayrılmıştır. İlkinde eserin yazılma sebepleri ve dayanakları anlatılmaktadır. İkincisinde ise İmam Rabbânî’nin keşf ve araştırmasına göre belirlenen manevî seyr ve ilerlemeler ele alınmaktadır. Birinci fasıl gerçek tasavvuf ehlinin seyr ve sülûk esnasındaki hal ve müşahedelerini; ikinci fasıl vahdet-i vücut düşüncesinin zuhur ettiği mertebeye ulaşmadan önce bazı kişilerde Vahdet-i Vücûd hallerini; üçüncü fasıl ise vahdet-i vücûd ehlini yalnız söz ve yazı ile taklide kalkışanların sapkınlıklarını konu almaktadır. Hâtime ise İmam Rabbânî’nin Mektûbât’ından anlatılan bu hususlarla ilgili bilgi ve açıklamaları kapsamaktadır.1

Muhammed İhsan Oğuz Beyefendi bu mühim eseri telif ederek, tasavvufta münakaşa mevzuu olan Vahdet-i Vücûd’u en isabetli şekilde izah ve beyan etmiş; eserini meraklıların istifadesine ve ilim câmiasına tevdî eylemiştir.  

1 Mustafa Aykaç, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Bir Âlim Portresi: Muhammed İhsan Oğuz’un Hayatı, Eserleri ve Literatüre Etkisi, Kastamonu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: 4, Sayı 1’den alınmıştır.

*
*
*
*
Bu ürünü alan müşteriler aynı zamanda bunlarıda satın aldı
TERCEME-İ HÂL (FAKĪRULLAH MUHAMMED İHSÂN BİN MUHAMMED ATÂULLAH’IN TERCEME-İ HÂLİ) resmi

TERCEME-İ HÂL (FAKĪRULLAH MUHAMMED İHSÂN BİN MUHAMMED ATÂULLAH’IN TERCEME-İ HÂLİ)

Eslâf-ı kirâmdan: Kendi terceme-i hâllerini kendileri yazanların, az olmadığını nazar-ı iʻtibâra alarak ve her zî-aklın, kendini başkalarından daha iyi bileceği;… yazacağı şeylerin (doğru olmak şartıyla) başkaları tarafından yazılacaklardan daha sahîh olacağı nazar-ı dikkate alınarak (bir asra yakın müddetlik hayâtım) (icmâl - tafsîl) hâlinde (olduğu gibi) yazılmağa başlandı.
₺400,00